Buradasınız

EŞREF EDE EFENDİ HAZRETLERİ


EŞREF

EDE EFENDİ HAZRETLERİ




Üsküdar'da Eşref Ede, hamzaviyyü-l

melâmî,


Himmetiyle olmuş idi nice uşşâka

hâmî.



Üveysî bir zât mı idi, ya da

Kutbü-l Melâmet?


Gerçek şu ki pekçok kimse O'ndan

buldu selâmet.



Hazmetmişti cezbesini, sırrını

bilâ ifşâ;


Bulunmazdı Üsküdar'da O'ndan âlâ

dilgüşâ1.



Teslîm idi tevâzuyla Levh-i Mahfûz

hükmüne,


İdrâk ile boyun eğdi İslâm'ın her

rüknüne.



Melâmet'in neş'esiyle için için

coşardı.


Cemiyetin içersinde "erimiş"ce

yaşardı.



Setrederdi esrârını vakār u sükût

ile;


Edebi de etvârı da sığmaz tasvîre,

dile.



Her ân Hakk'ın huzurunda olmak

(düşün!) ne demek?


Nasıl gerçek kılınır bu? Nedir bu

güç, bu emek?



Nazarları Hakk nûruyla olmuş idi

mücellâ;


Kendisine düstûr oldu teberrâ ve

tevellâ.



Ehl-i Beyt-i Resûlullāh âşığıydı

bu velî;


Pek feyizli sırr-u hikmet etti

ondan tecellî.



Türbedârdı Hüdâyî'de, Aktarlar'da

müdâvim,


Kutb u velî dostu idi; her ânı

Hakk'la kāim.



Türbedâr'dan ve Seyyid'den, hem

Sâbit Efendi'den


İktisâb-ı feyz ederek, yârâna oldu

ma'den.



Bir bahçıvan gibi ekti rahmânî

tohumları,


Sohbet, nazar ve himmetle

yetiştirdi onları.



Meyva verdi bu tohumlar, zamanla

açtı çiçek;


Muhibbânın esrârında tecellî etti

Gerçek.



Haberdârdı varlığından, yalnızca

muhibbânı;


Ancak ehli farkederdi, onda vech-i

tâbânı2.



Teslimiyyet âbidesi! Her kula

olmaz vâkî:


Mutasarrıf iken etti tasarrufdan

tevakkî!



Ufûl etti "ellidörtte". Makāmı:

Hakk katında.


Ona göçtü denir mi ki? Hayy'dır,

Hakk'ın Zât'ında.










[1]Dilgüşâ: Gönül açan, kalbe

ferahlık veren.

[2]Vech-i tâbân: Nûrlu, parlak yüz.

Tasarım & Geliştirme | kerataif